BAĞLANMA, EBEVEYN VE ÇOCUK
Her birimiz, yaşamlarımızın ilk anlarından itibaren hayata, ebeveynlerimizin gözlerinden, onların bakış açılarından bakarak başlıyoruz ve bu erken dönem deneyimlerimiz, aslında karakterimizin önemli bir kısmını şekillendirmemizi sağlıyor. Sosyal bir varlık olan bizlerin çevresi ile etkileşimin sürdürmesini sağlayan bağların nitelikleri ise, ebeveynlerimiz ile olan bağlanma biçimimiz tarafından olduğu kadar, ebeveynlerimizin şahsen sahip oldukları bağlanma stilleri ile de belirlenebiliyor.
Bir bireyin sahip olduğu bağlanma stili, onun çevresini ve kendisini algılayış biçimini önemli ölçüde etkilediğinden ve buna yönelik tutumlar sergilemesinde rol oynadığından, bir ebeveynin çocuğuna olan davranışları ve yaklaşım biçimi de kendisinin sahip olduğu bağlanma biçimi vasıtasıyla etkilenebiliyor (Atan, 2021).
Atan (2021) tarafından yapılan “5-6 Yaş Çocuklarında Sosyal Duygusal Uyumu Yordamada Ebeveyn Bağlanma Tarzlarının Rolü“ isimli güncel çalışmanın sonuçları gösteriyor ki, bağlanma stilleri içersinden kaygılı bağlanmaya sahip kişilerin içe dönüklük ve anksiyete düzey de paralel olarak yükselmekte. Buna bağlı olarak, kaygılı bağlanan ebeveynlerin çocukları da daha çekingen, üzgün ve depresif duygulanım gösteren çocuklar olmakta (Atan, 2021). Araştırmacı, bunun sebebi olarak ise kaygılı bağlanma stiline sahip ebeveynlerin değersizlik duygusu taşıyor olmak, kendini sevilmeye layık görmemek, insanlara yaklaşmaktan ve onlara bağlanmaktan korkmak gibi özelliklerin çocukları üzerine yansıtmaları şeklinde açıklıyor.
Özellikle çocuklarının akran ilişkilerinde fazla kaygılı ve bağımlı olduğunu düşünen ailelerin, çocuklarının stres verici olaylara ve buna bağlı olarak fiziksel semptomlar göstermeye meyilli olduklarını akıllarında bulundurmaları faydalı olabilir (Feeney, 1999). Aynı zamanda, bir uzman desteğine ihtiyaç duyulan noktalarda aileler, uzman tarafından çocuklarının şikayetlerine karşı daha sakin ve tutarlı br biçimde yanıt vermek konusunda desteklenebilirler (Feeney, 1999).
Diğer yandan, kaçıngan bağlanma stiline sahip kişilerin diğerlerinden aşırı bağımsız yaşamaya meyilli oldukları, kimseye ihtiyaçları olmadan yaşayabilecekleri inancını taşıdıkları ve başkalarını negatif değerlendirmeye yatkın olabilecekleri belirtiliyor (Bartholomew ve Horowtz, 1991; aktaran Atan, 2021). Kaçıngan bağlanan ebeveynlerin çocukları ise, ebeveynlerinde var olan bu yatkınlıkların yansıması eşliğine çevrelerine karşı uyumlanmada negatif anlamda etkilenebiliyorlar (Atan, 2021).
Aynı çalışma, ebeveynler her ne kadar yüksek seviyelerde güvenli bağlanma sergilerse, çocukları da o kadar yüksek düzeyde sosyal yetkinlik -çocukların yaşıtlarıyla yaşadığı sorunlara çözüm yolu arama ve iş birliği gösterme kapasitesi (Çorapçı ve ark., 2010; aktaran Atan, 2021)- gösteriyor. Araştırmacı, güvenli bağlanmaya sahip olan ebeveynlerin çocuklarını mücadele etmeler gereken noktalarda cesaretlendirme ve zorlandıkları deneyimlerinde onları rahatlatma becerlerine sahip olduğunu belirtmekte. Aynı zamanda, güvenli bağlanmanın bir diğer getirisi olan etrafındaki kişiler ile rahat bir şekilde iletişim kurabilme özellikleri sayesinde bu ebeveynler, çocuklarının karakteristik özelliklerini ve doğal yapısını daha ko-
.
lay bir şekilde algılayarak buna uyumlanabilmekteler (Demir ve ark., 2017; aktaran Atan, 2021). Var olan çalışmaların da gösterdiği üzere, ebeveynlerin sahip olduğu bağlanma stilleri ve bunun beraberinde gelen davranış kalıpları, çocukların kendi bağlanma stillerini oluşturmalarında çok önem taşıyor. Dolayısıyla br çocuğun ailesiyle, akranlarıyla veya herhangi bir yaşantısıyla kurduğu ilişki biçimini daha net bir şekilde anlamlandırmak isteyen ebeveynler için yararlı olabilecek yollardan bir tanesi, kendi yaşantılarını daha derinlemesine incelemek ve bu yaşantılar sonucunda çocuklarına yansıttıkları örüntüleri keşfetmeye çalışmak olarak düşünülebilir. Bu anlamda ebeveynler, çocukları ile olan ilişkilerine hem kendilerinin hem de çocuklarının bakış açısını kapsamlı olarak tanıyabilmek ve aralarındaki bağı daha güvenli hale getirebilmek adına aile terapisinden yararlanabilirler (Shek, 2010). Aynı zamanda etkili dinleme, “ben” dili kullanımı ve terapötik mektuplar yazmak gibi uygulamalı pratikler içeren ebeveyn eğitim programlarına dahil olmak da ilişkilerini geliştirmek adına çok yararlı olacaktır (Shek, 2010).
Yazar: Psikolog Zeynep Özlem Altınok
Kaynakça:
Atan, A. (2021). 5-6 Yaş Çocuklarında Sosyal Duygusal Uyumu Yordamada Ebeveyn Bağlanma Tarzlarının Rolü. Turksh Studies - Education, 16(2), 563-575.
Danel T. L. Shek (2010) Parent-Adolescent Trust and Parent-Adolescent Relatonships n Chinese Families in Hong Kong: Implicatons for Parent Education and Family Therapy. The American Journal of Family Therapy, 38(3), 251-265
Feeney J. A., (1999). Implicatons of Attachment Style For Parents of Health and Mental Illness. Child: Care, Health and Development, 26(4), 277-288. School of Psychology, Unversity of Queensland, Queensland, Australia